top of page

Hiçbir Yere Ait, Her Yerde Var

  • Yazarın fotoğrafı: Selin Çelebi
    Selin Çelebi
  • 20 Şub
  • 1 dakikada okunur

Ben, 1854’te Fransa’nın küçük bir kasabası olan Charleville’de doğdum. Hayatımın başında bile dünyanın sıkıcılığına, insanların yapmacıklığına ve sistemin boğuculuğuna dayanamazdım. Kendimi kelimelerin ve imgelerin büyülü dünyasına attım. Şiir benim için bir kaçıştı, ama aynı zamanda bir isyan.


16 yaşında, hayal gücümün kanatlarıyla başkaldıran bir şairdim. “Sarhoş Gemi”yi yazdım; denizler beni çağırıyordu, fakat zincirlenmiştim. O yaşta bile, dünyayı sözcüklerin gücüyle sarsabileceğimi biliyordum. Fakat ben sadece şiir yazmadım. Hayatı ve bilinci bir deney alanı olarak gördüm.


Paul Verlaine ile tanıştığımda, şiiri bir yaşam biçimine dönüştürdük. Paris’in bohem hayatında, kurallara meydan okuduk. Ama bizim hikayemiz, tutku kadar yıkımın da hikayesiydi. İsyan dolu bir aşk, kavgalar ve sonu gelmeyen acılarla doluydu. Verlaine’in beni vurduğu o gün, aslında sadece bedeni değil, ruhumu da yaralamıştı.


20 yaşına geldiğimde şiiri terk ettim. Neden mi? Çünkü dünyayı sözcüklerle fethetmenin yetmediğini gördüm. Şiir beni tüketmişti, kendimi tüketmiştim. Afrika’ya gittim; macera, ticaret, belki de unutuluş aradım. Ama o unutuluş bile beni huzura erdiremedi.

ree

Hayatım boyunca kendimi aradım, bulduğum her şey beni daha da uzaklara itti. Ben bir gemiydim, dalgalar beni nereye isterse oraya savurdu. Özgürlük, hep peşinden koştuğum ama hiçbir zaman tamamen sahip olamadığım bir hayaldi.


37 yaşımda, hastalıklarla ve yorgunlukla dolu bir hayata veda ettim. Ama işte buradayım, satırlarım hâlâ yaşıyor. Dünyayı kelimelerle titreten bir hayalet gibi. Ben Rimbaud’yum: hiçbir yere ait olmayan, ama her yerde var olan bir ses.

Yorumlar


© 2025 by SELİN ÇELEBİ

bottom of page